Page 22 - 3Abdullahın not defteri.indd
P. 22
Abdullah’ın
“Babaanneciğim akşam oturup bol bol görüşürüz.” diyerek
çınar ağacının yanına koştular. Gölgesinde oturup büyük bir
uçurtma yaptılar. Ağacın bulunduğu çevre, uçurtma uçur-
maya çok elverişliydi. Hafif eğimli yamaçtan aşağı koşmaya
başladılar. Uçurtmanın dengesini o kadar iyi ayarlamışlardı
ki onu bir seferde havalandırmayı başardılar. “Hadi bulutlara
kadar çıkaralım uçurtmamızı.” diyerek koşuyorlardı. Naylon
parçalarından yaptıkları kuyruk, onlara gökyüzünden el sallı-
yor gibiydi. Çınar ağacı ise ellerini uzatmış çocukların sevin-
cine ortak oluyordu adeta.
İkindi vakti eve dönerken anneleri ve babaanneleri için
papatya topladılar. Çiftliğe varır varmaz annelerinin yanına
koşup topladıkları papatyaları onlara verdiler.
Ali, annesi Elif Hanım’a:
—Anne bak! Almanya’da senin için topladığım papatyala-
rın aynısını burada da buldum.
—Evet yavrum, hepsi de çok güzel. Teşekkür ederim!
—Yaprakları, renkleri, şekilleri, kokuları bile tıpatıp aynı anne.
—Tabi ki oğlum. Bu çiçekler, sadece Almanya’da bulun-
maz. Pek çok yerde aynı papatyalara rastlayabiliriz. Çünkü
hepsini Allah yaratıyor. Nasıl ki aynı marka arabaları gör-
düğümüzde hepsinin aynı fabrikada üretildiğini anlarız.
Bunun gibi getirdiğiniz bu papatyaları kim yaratmışsa;
Almanya’daki papatyaları hatta dünyadaki bütün papat-
yaları ve çiçekleri de O’nun yarattığını anlayabiliriz.
Anneleri çocuklarının getirdiği çiçekleri bir vazo içinde
salondaki masaya koydular. Vazodaki çiçekler, göz alıcı renk-
leri ve salona yaydıkları mis gibi kokularıyla tek bir yaratıcı-
nın eseri olduklarını ilan ediyorlardı.
22