Page 17 - 3Abdullahın not defteri.indd
P. 17
Abdullah’ın
İbrahim oyunu başlattı:
—Abdullah sence şu bulut neye benziyor?
—Bence uçağa benziyor.
—Evet, ben de uçağa benzettim. Şimdi ona binip kuşlar
gibi gökyüzünde uçsak ne güzel olurdu!
—Evet, çok güzel olurdu. Onun yanındaki bulut da eve
benziyor değil mi?
—Hayır, hayır! Eve değil bence dağa benziyor.
Gökyüzüne pamuk gibi atılmış bulutları hem seyrettiler
hem de farklı nesnelere benzettiler. Bu oyun epey vakitlerini
almıştı. Karınları iyice acıkmış eve gitmenin vakti de gelmişti.
Ellerini birbirlerinin omzuna atıp evlerinin yolunu tuttular.
***
Emine Hanım, akşam yemeği için Amine ve Abdullah’ın
çok sevdiği patatesli köftelerden hazırlamıştı. Ailece yemeği
yedikten sonra akşam namazını kılıp dama çıktılar. Açık ha-
vada çaylarını içip sohbet ettiler. Köylüler, yazın hava sıcak
olduğu için geceleri evlerinin damında yatardı. Her zamanki
gibi o gün de yataklar dama çıkarıldı. Gecenin ilerleyen sa-
atlerinde herkes yatağına yattı. Abdullah da yatağına sırtüstü
uzanarak gökyüzünü seyretmeye başladı. Yıldızlar muhte-
şem görünüyordu. Bir yaz gecesi, babasının yıldızlarla ilgili
söylediği sözler aklına geldi. Babası şöyle söylemişti:
—Yıldızlar, tıpkı bir sarayın tavanını süsleyen ışıklar gibi-
dir oğlum. Sarayın ışıkları, onları oraya takan; tesisatını
kuran bir elektrik ustasının varlığını gösterir. İşte bu yıl-
dızlar da onları gökyüzüne yerleştiren ve birer lamba gibi
parlattıran Yüce Allah’ın varlığını bildirir.
17